30 Nisan 2009 Perşembe

BEN YANDIM


Eren nerdeyse bir aydır emekliyor. İlk zamanlar oyuncaklarını falan unuttu, yüzlerine bile bakmadı. Evi turlamaya çıkıyor uyanık olduğu tüm zamanlarda. Sadece yemek yerken mama sandalyesine oturtuyoruz. O da zorla. Kıyameti koparıyor oturmak istemiyor. Kucak da istemiyor. Bırakın evi gezeyim istiyor. Önce bir göz atıyor nerde ne var, neyi alırım-atarım, neyi tutup kalkarım, neyi kurcalarım diye. Sonra başlıyor pat pat küçük elleriyle koşturmaya. Tabii gün boyunca ben de beraber emekliyorum: Kafasını çarpar, düşer falan diye peşindeyim.

Bu dönemde her tarafı yumuşacık halılarla kaplı, etrafta çok şeyin olmadığı bir yerler hayal ediyorum. İstediği yöne gitsin, kafasını, gözünü çarpacak sert hiçbir şey olmasın.


Ama sanırım bu dönem kısa sürecek, bugün baktım tutup kalkınca adımlarını atmaya başladı. Bakalım yürümeye başlayınca ne yapacağız?

Bu yüzden ben yandım diyorum kendi kendime.

27 Nisan 2009 Pazartesi

TARÇIN

Tarçının nesini anlatayım diye düşündüm ilk önce. Onu bilmeyen de yok, kullanmayan da. Sütlü tatlıların, aşurenin vazgeçilmez baharatıdır kendisi. Yine de kendi bildiklerimi ve uyguladıklarımı söylesem, en azından hatırlatmış olurum bir kez daha diyerek yazmaya başladım.



TATLI NİYETİNE

Bir dilim ekmeğin üstüne biraz bal sürüp, üstüne tarçın gezdirip, üstüne de bir ceviz içini koydunuz mu, işte size sağlıklı bir tatlı. Hem tatlı isteği geçiyor, hem hiçbir zararı yok. ( yani şişmanlatmaz falan. ) Faydası da artısı.

NELERE İYİ GELİYOR

Kan şekerini düşürdüğünü yıllar önce okumuştum. Ses tellerinde ve boğazında şikayeti olanlar için faydalı. Hem tedavi ediyor, hem de önleyici. Tarafımdan denenmiştir. Mide için de faydalı, hazmı kolaylaştırır, gaz söktürür. İştah açar. Rahatlatıcı etkisi de var.



KAYNAR GİBİ ÇAY

Evde kendimizi yorgun hissettiğimizde, ya da üşüttüğümüzde yaptığımız bir çayımız da var. Bu çay rahatlatıyor, yorgunluğu alıyor, hele soğuk algınlığı döneminde insanı dinçleştiriyor. İçimi de nefis baharatı sevenler için. Zaten her biri çok faydalı olan bu baharatlar bir arada olunca etkisi de çok yönlü oluyor.
Sadece kabuk tarçını kaynatarak da çayı yapılabilir. . .

Bizim yaptığımız şöyle:

Bir iki adet kabuk tarçın
Bir parça zencefil ( çekilmemiş )
Bir kaç adet karanfil
Bir parça havlucan
Bir tutam ıhlamur
Hepsini küçük bir tencerede biraz suyla beş dakika kaynatın, süzün ve afiyetle için.
Şekersiz içilmesi daha iyidir.
İstenirse ılıyınca bal konulabilir.
Ama biraz sıcak içilmelidir.

24 Nisan 2009 Cuma

İTHAL ZEHİRLER

Türkiye'deki oyuncak piyasasına denetimsiz giren Çin yapımı oyuncaklar tehlike saçıyor.Devlet Bakanı hayati Yazıcı, başta kurşun olmak üzere kanserojen madde içeren çok sayıda oyuncağın toplatılıp imha edileceğini bildirdi.

CHP Bursa milletvekili Kemal Demirel' in 'son yıllarda yapılan denetimlerde sağlığa zararlı oyuncakların türleri ve üretildiği ülkeye' ilişkin sorusu üzerine Yazıcı, 1'i hariç Çin tarafından üretilen çeşitli oyuncakların denetiminde sağlığa aykırı madde bulunduğunu bildirdi. Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan analizlerde, özellikle oyuncak arabalarda kurşun miktarının yasal sınırın üzerinde çıktığını anlatan Yazıcı, oyun hamurlarının 'küflü' ve asgari güvenlik koşullarını taşımadığını belirtti.

Oyuncak tabancalardaki kurşun miktarının verilenden fazla çıktığını, su oyuncaklarının ' flatalat' testinde izin verilen düzey üzerinde flatalat' maddesine rastlandığını kaydeden Yazıcı, bu oyuncakların Sağlık Bakanlığı'nca toplatıldığını ve firmalara para cezası verildiğini ifade etti. Plastik ve tekstil üretiminde kullanılan ' flatalat', kanserojen madde olarak biliniyor.



Haber Cumhuriyet Gazetesi' nden alıntıdır.

21 Nisan 2009 Salı

SOYALI KEK



Eren 4 gün önce onbirinci ayına girdi. Bugün ona ilk olarak kek yaptım. Soyalı kek. Soyalarını ayıklayıp verdim, çok sevdi.
Bu keki ben bir ölçü yapıyorum. Diğer kekler gibi yüksek hacimli olmuyor. 2 ya da 3 ölçü yapılırsa daha hacimli olur sanıyorum. Zaten bir ölçü yapıldığında 3-4 kişilik oluyor ancak.

Soyayı Adana da bu işe gönül vermiş, Ahmet Nedim Nazlıcan Bey' den istetiyoruz. İsteyen herkese gönderiyor. Piyasadan da oldukça ucuz. Kendisi Çukurova Tarımsal Araştırma Merkezinde yüksek ziraat mühendisi olarak çalışıyor. Yerli tohumdan üretiyor. Sanırım piyasada ki soyaların çoğu genetiği değiştirilmiş, bu yüzden almıyoruz marketlerden. Soyanın da faydası çoktur, hele bayanlar için dengeli yendiğinde.
Soyalı kekin tarifini nerden aldığımı anımsayamadım. Tarifin sahibi kusura bakmasın.

Malzemeler şöyle:

1 yumurta
1 fincan pekmez
2-3 kaşık yağ
tarçın
1 fincan yulaf ezmesi
1 bardak haşlanmış soya
1 bardak tam un
1 çay kaşığı karbonat
1 elma ( doğranacak )
varsa portakal reçeli
Yapılışı:
Önce sıvı olanları karıştır, sonra diğerlerini ilave et.
180 derece fırında pişir.
Not: Bu keki daha sonraki yapışlarımda soyayı püre yapıp karışıma öyle kattım, elmayı rendeledim, bazen elma yerine şeftali koydum. Eren için yemesi daha kolay oldu.


16 Nisan 2009 Perşembe

NİSAN AYINDA TATİL

Zeytin bahçesi içinde papatyalar

Kısa bir kaçamak yaptık Nisan ayında Kuşadası' na. Eren' in Teyzo' su da aramıza katıldı. Eren' le kikirdeşip, oynaştılar.Yaşamda hiçbir şey tam olmuyor ; ilk torunum okulunda ve çok yoğun çalışmaları var. O Ankara' da. Aramıza katılamadı. Yazın belki buluşabiliriz, zamanı olursa.

Ege' nin ılık havasını ve baharını yaşamak herkese iyi geldi. İlk iki gün yağmur yağmasına karşın, şemsiyelerle dışarı çıktık, gezindik. Eren yağmurun yağışını yakından yaşadı ve şemsiye tuttu. Sonraki günler güneşliydi, hatta arada bir gün oldukça sıcaktı, Eren' in elleri yanmış yaz gibi, farkında olmamışız. Bulunduğumuz yer Kuşadası' na yarım saat uzaklıkta, ormanın eteğinde olduğundan baharın gelişini, toprağın kış boyunca beslediği bitkilerin yeniden doğuşunu, doğayı çiçeklerle donatışını yaşamak herkesin içini kıpır, kıpır yaptı. Papatyaların, çiçek açan ayvaların, şeftalilerin güzelliği doğayı olduğu kadar içimizi de donattı.


Ayva çiçek açmış...

Papatya toplayıp kurutalım dedik. Faydası çoktur papatyanın: Soğuk algınlığında buğusu burundaki tıkanıklığı açar, ayrıca sinüzit içinde kaynayan suya bir tutam papatya atıp buharını solumak sinüslerdeki iltihabı akıtabilir. Bunun için birkaç gün buğuya devam etmelidir. Mide rahatsızlıklarında iyidir, yatıştırıcı etkisi vardır. Çocuklarda gaz giderici olarak kullanılabilir.


Papatyalar mayıs ayında toplanıyormuş aslında, ama komşular topluyordu, bizde topladık daha sonra ihtiyaç olduğunda kullanmak üzere. Burada mayıs ayında kalmazmış.

Papatyalar öğlen güneşinde toplanıyor, gölge ve havadar bir yerde kurutuluyor.

Bulunduğumuz yere, her hafta organik ürünlerini getirttiğimiz Değirmen çiftliği yakın olduğundan bir gün orayı ziyaret ettik. Zaten orayı görünce insan burada kalayım, burada yaşayayım demekten kendini alamıyor.

Natur-Med kür merkezinin bahçesinden bir görünüş

Yine yakınımızda Natur- Med kür merkezi var. Çocuklar gidemedi ama ben bir gün havuzuna gidebildim. Birçok rahatsızlığa iyi gelen bu şifalı suda ancak yarım saat durabildim. Girip-çıkarak. Zaten onbeş dakika durun, sonra havuzun çevresinde oturup, uzanarak buharını teneffüs edin diyorlar. Buharı astıma, sinüzite iyi geliyormuş. Dışardan gelenler için havuza iki saatliğine girme olanağı var.

Başlayan her şeyin bittiği gibi on günde hemencecik bitti.

Dönüşte Aydın otogarında bizi Isparta' ya götürecek otobüsün saatini beklerken birer çay içelim dedik. Çaylar geldiğinde çay tabağı ve bardağı kızımın dikkatini çekmiş: ' Anne fotoğrafını çeksene. ' dedi.

Şekerler için ayrı bir yer vardı çay tabağında.

Yolculuk boyunca Eren uyumadı desem doğrudur. O uyuduğunda da mola verildi, tabii ki uyandı. Yol için Annesi kaşık maması almıştı. Biraz onu yedirdik, biraz meme emdi. Böylece bu yolculuk da bitti.

Eve döndüğümüzde herkesin tek bir düşüncesi vardı; uyumak. Eren de yorulmuş olmalı ki O da hemen uyudu.

11 Nisan 2009 Cumartesi

EREN EMEKLİYOR

Epeydir kıçın kıçın her tarafa gidiyordu. Öne doğru emekler gibi uzanıyor, geri dönüp oturuyor, ya da yatıp, oturup birşeyler yapıp her yöne gidiyordu.Öne doğru ilerleyemediği için hemen geri vites yapıyordu. Geri vitesci Eren diyordum. Bugün Annesi işten gelince farketmiş. 'Anne emekliyor bak. ' dedi. Sabahtan beri yanındaydım, hiç böyle bir hareket yapmadı. Annesine sürpriz yaptı herhalde. Annesi de hemen telefona sarılıp babasına, teyzesine, kuzenine haber verdi. ' Eren, özgürlüğe doğru bir adım daha ilerledi. ' dedi Annesi.


Az ilerisine birşeyler koyarak küçücük dizleriyle, sanki hep böyle yapıyormuş gibi, rahatça emeklemesini seyrettik. Sanki erik ağacı çiçek açtı, aydede güldü, güneş evimize biraz daha ışığını gönderdi gibi.

Not: Eren 30 mart'ta emeklemeye başladı.

1 Nisan 2009 Çarşamba

TEYZO' nun HEDİYESİ



Teyzesi Ankara'dan converse almış Eren'e. Aslında kuzeni kendine alınırken bunu da Eren' e alalım demiş. Küçücük bu sevimli ayakkabıyı görünce dayanamamışlardır. Eren doğmadan önce evde ve çevrede küçük çocuk olmadığından çocukla ilgili şeyler dikkatimizi çekmiyordu pek. Eren doğduktan sonra hem diğer çocuklar daha çok dikkatimizi çekiyor, hem de çocuklarla ilgili şeyler.
Kargoya vermiş teyzesi hemen. Biz de kargodan alır almaz giydirdik. Minicik ayaklara, minicik converse. Böylece ilk ayakkabısını giymiş oldu bugün. Hava güzeldi, parka gezmeye götürdük. İlk ayakkabısıyla gezmesini de yapmış oldu. Bu küçüklerin her şeyi şirin oluyor, ayaklarında daha bir şirin gözüktü ayakkabı. Biraz büyüklüğü var ama olsun...

Teşekkür ederiz teyzosu ve kuzeni.