21 Mayıs 2009 Perşembe

Geceleri Işıktan Uzak Durun

“Anneler, babalar!!! Çocuklarınızı karanlık ortamda yatırın. Kansere karşı koruyucu etkisi olan melatonin hormonu, beyinde karanlık uyku ortamında salgılanabilir... Unutmayın körlerde kanser olma oranı yoka yakındır.” Alıntı son haftalarda internette yayılan bir mektuptan. İnternette yayılan her mektubu ciddiye almak gerekmiyor, ama bunu yollayan güvendiğiniz bir doktor arkadaşınız olunca iş değişiyor. Konunun uzmanını bulmak ve soruları ona yöneltmek gerekiyor. Melatonin üzerine Alman Hastanesi’nden biyokimya uzmanı Dr. Süreyya Şahinoğlu sorularımızı yanıtladı.
- Bize melatonin ile ilgili genel olarak neler söyleyebilirsiniz?
- Son yıllarda hakkında daha fazla konuşulan ama fazla popülerleşmemiş bir hormon “melatonin”. 1950’lerin ikinci yarısında bulunmuş, beyindeki pineal bezden salgılanarak vücuda yayılıyor. Ayrıca mide-bağırsak sisteminde salgılanıp orada da etkili oluyor. En önemli özelliği vücudun biyolojik saatini ve ritmini ayarlaması. Yapılan araştırmalarda bulunan özellikleri konunun uzmanlarını dahi şaşırtmaya devam ediyor. Melatoninin kanser tedavisinden yaşlanmaya karşı ilaçlara bir dizi alanda mucizevi etkileri gözlenmiş. Anti-aging ilaçlarda kısıtlı kullanımına karşın, kanser tedavisinde henüz bir kitlesel tedavi yöntemi haline gelmemiş. Ancak konuyla ilgili çalışmaların çokluğu, bu konuda da çok kısa sürede gelişmeler olacağını işaret ediyor.
- Şaşırtıcı özellikleri biraz açabilir miyiz?
- En önemlisi, 1993 yılında bulunmuş olan antioksidan özelliği. Ayrıca yağda eriyebilme özelliği vücudun tüm hücrelerine kolayca yayılmasını sağlar. Bu da antioksidan niteliğini güçlendiriyor.
Farelerde yapılan deneyler sonucu meme kanseri ve bir tip karaciğer kanserinde melatoninin kanser durdurucu etkisi saptanmış. Yapılan araştırmalara göre gece vardiyası çalışanlarında meme kanseri çok yüksek oranda ve bu kişilerin kanında melatonin düzeyi çok düşük saptanmış.
Ek olarak tansiyonu düşürdüğü, mide-bağırsak sisteminde ve kemikler üzerinde koruyucu etkisi olduğu, osteoporoz’u durdurduğu, bağışıklık sistemi üzerinde uyarıcı etkisi olduğu ve uykuyu sağlayıcı özellikleri bilimsel olarak saptanmış. Uyku bozuklukları, mevsimsel afektif bozukluklar, bipolar afektif bozukluklar ve major depresyonlarda kullanılıyor. Serbest radikallere bağlı sinir hasarının görüldüğü kimi sinir sistemi hastalıklarında (Alzheimer hastalığı, ALS gibi) melatonin seviyesinin düşük olduğu bulunmuş.
- Vücudumuz nasıl melatonin üretiyor?
- Bu hormon akşam saat 21.00’den itibaren, gece boyunca karanlıkta salgılanıyor. Saat 24.00’den sonra ve özellikle 02-04 arası maksimum seviyeye ulaşıyor. Melatonin seviyesi düştüğünde de uyanıyoruz. Salgılanması gözün algıladığı ışık ile ilgili.
Çocuklarda melatonin kanda çok yüksek ve bu ergenliğe doğru ve sonrasında giderek düşüyor.
Melatoninin ergenlik başlangıcında da önemli bir rolü var. Yaşlanma süreçleriyle yakından ilişkili. Nitekim Çin ilaçlarının bir çoğunda, özellikle yaşlanmayı geciktirici ilaçlarda kullanılıyor, doğu tıbbı bunu çoktan kullanmaya başlamış.
- Melatonin bir kaynaktan alınıp takviye yapılabiliyor mu?
- Evet, bunun için kimi ilaçlar var. Ancak en iyisi doğal yollarla almak diye düşünülüyor. Öncelikle sağlıklı bir uyku düzeni ile melatonin salgınızı arttırabilirsiniz. Ve ek olarak kimi gıdaları tüketerek... Melatonin bizim zaten sık tükettiğimiz ceviz, siyah çay, domates gibi gıdalardan alınabiliyor. Bunun yanı sıra, yer fıstığında var; rezenede, anasonda, kuşkonmazda, brüksel lahanasında da çok miktarda melatonin bulunuyor.
- Öncelikle sağlıklı bir uyku düzeni, dediniz. Işık konusunda ne diyeceksiniz? Mutlak karanlıkta mı uyumalı? Yapay karanlık anlamlı olur mu?
- Bu konuda farklı görüşler var. Ama tamamen karanlıkta uyunmasını tavsiye edebiliriz. Uykunun uzun olması da önemli. Ama asıl kritik faktör ışık.
Yapay karanlık konusuna gelince, vücudumuzun gece-gündüz ritmini bozmamak gerekiyor. Zaten melatonin bu düzeni sağlıyor. Melatonin ışığa karşı duyarlı dedik, ışık uyarısı melatonin salgılanımını durduruyor. Örneğin körlerde bu uyarı yok ve melatoninleri düşmüyor. Öte yandan kanserin körlerde daha az görüldüğünü de biliyoruz. Gece çalışan kimi meslek gruplarında kanser oranlarının fazla olması da aynı durumla ilgili.
Şundan bahsetmek istiyorum. Dünya Sağlık Örgütü, 1986 yılında şunu saptamış: Dünyadaki kanserlerin yarısı, dünya nüfusunun beşte birlik bölümünde görülüyor. Burası da endüstrileşmiş, yani çok fazla ışığa maruz kalan bölgeler.
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi

Hiç yorum yok: