28 Ağustos 2009 Cuma

Sorumsuz, Öfkeli Çocuklar Yetiştirmeyin

Yeni nesil çocuklar ve ana-babaları bazen çok sevimsiz oluyorlar. Okulda, doğum günü partilerinde, sinemada, sokakta, oyun parkında, otobüste, lokantada, alışveriş merkezinde, markette...

Her yerde görebilirsiniz onları. Bağıran, tepinen, yaşıtlarının ya da daha küçüklerin oyuncaklarını ellerinden alan, vuran, küfreden çocuklar ve onları hiçbirşey yapmadan, müdahele etmeden , hatta gülümseyerek izleyen anneler...Bir kere bu çocukların çok "hassas"bir özgüvenleri var nedense! Anneleri, "aman çocuğumun özgüveni zedelenmesin"diye çocuk ne yaparsa yapsın sesini çıkarmıyor. Sınır konulmayan, ne kadar olumsuz davranırsa davransın ceza verilmeyen, hatasının bedelini yaşamayan, sorumluluk almayan, saygısızlığı, bencilliği desteklenen çocuklarla ilgili gözlemlerimi, yetişkin ve çocuk psikiyatristi Prof.Dr.Bengi Semerci' ye aktardığımda, bu durumu yıllardır yazdığını ve konuşmalarında ele aldığını, bunu düzeltmenin yolunun da kurallı, düzgün, yaşına uygun bilgilendirilen ve kontrol edilen çocuk yetiştirmekten geçtiğini söyledi.Prof. Semerci, yeni nesil anne-baba tutumlarını şöyle anlattı:

"Ah, ben ona hiç hayır diyemiyorum.O kadar çok seviyorum ki üzülmesine dayanamıyorum" bir çok anne baba bu cümleyi sıkça tekrarlıyor. Ona hayır dememenin sevgisini göstermek olmadığını bilmeden , hatta bazen zarar verici olduğunu düşünmeden. Nelere hayır diyemediklerine baktığımızda çocuğun neredeyse tüm yaşamını görebilirsiniz. Uyku saatinden, yemek yeme düzenine, ders çalışmasına, televizyon seyretmekten, kendine zarar verecek şeyleri denemesine değin gider. Sonuç olarak, anne babalar artık hiçbir zaman hayır diyemiyorlar. Onlara ya, çocuklarının gözlerinin önünde zararlı alışkanlıklara kapılmasını, okuldan kopmasını, gitmelerini istemedikleri yerlere gitmelerini çaresizlik içinde seyretmek kalıyor, ya da günün birinde kendilerini, çok sıkıştıkları bir anda hayır dediklerini gören, o zamana kadar hayırın anlamını öğrenmediği için şaşkın ve isyankar çocuklarına nedenleri anlatmaya çalışırken buluyorlar."

NASIL HAYIR DENİR?
Prof. Semerci " Çocuklarımız doğdukları andan itibaren bize güvenmek isterler" diyor.Yani, eğer biz, onlar adına verdiğimiz kararlarda, isteklerde tereddütlüysek, telaşlıysak, kaygılıysak onlar da öyle olacaktır. Onlara her zaman net ve kararlı konuşmalıyız. Örneğin, " yatman gerekli", " bu programı seyretmemelisin" gibi isteklerimizi " iyi olur, ama ben aksine ikna olabilirim" ifadesi ve ses tonuyla değil, "gerekli ve yapmalısın" şeklinde söylediğimizde çocuk rahatlayacak ve yapacaktır. Aksi durumda aramızda gereksiz çatışmalar çıkacak, her iki taraf da üzülecektir. Prof. Bengi Semerci, herşeye evet demek kadar, herşeye hayır demenin de yanlışlığına değiniyor. Gerçekten yapılmaması gerekenlere hayır demek çocuğa güven verir. Çocuklar her zaman sınırı zorlar. Ona sınır koymak, bu sınır gerçekçiyse ve doğruysa çocuğu da rahatlatacaktır. Hayır dememiz gereken konularda, başkalarından yardım almak, yani, " deden kızar", "öğretmen kızar", "doktora söylerim" demek sizi "iyi" anne-baba olarak göstermez.
Aksine yetersiz ve ne yapacağını bilmeyen erişkin olursunuz.Çocuk bu durumda yapmaması gerektiğini anlamayacak, sizin yanınızda ama kızabilecek kişilerin uzağında bu davranışların doğru olduğunu düşünecektir. Oysa çocuğunuz için doğru ve yanlışı öğreten otorite anne ve baba olarak siz olmalısınız.

Çocuklarımıza doğruyu yanlışı, oluru olmazı öğretmek zorundayız, hem de anne baba olarak birlikte tek ses olarak. Onların sınırlara, nerede duracaklarını öğrenmeye, durmadıklarında karşılaşacakları bedelin ne olacağını bilmeye hakları var. Bunları öğrenecekleri yer de aileleri olmalı. Aileleri olmazsa başka birileri öğretebilir ki bu hem zarar hem de acı verici olabilir.

ÇOCUK YETİŞTİRMENİN REÇETESİ
Çocuklarımıza örnek olmalıyız.
Davranışlarımızda kararlı ve tutarlı olmalıyız.Onlara yaşlarına uygun davranmalı, becerilerinden fazlasını ya da azını istememeliyiz.
Onları korumalı ve sevmeli, ancak aşırı koruyucu, kendi yaşantımızdan vazgeçip onlar adına herşeyi yapan sonra da kendi kendilerine yetmiyorlar diye kızan anne babalar olmamalıyız.

FİGEN ATALAY ( Cumhuriyet Gazetesi )

Hiç yorum yok: