31 Ağustos 2010 Salı

EREN'İN HALLERİ


Bugün sabahleyin yine erkenden uyanmış Eren. Eline kitaplarından birini almış dolaşıyor odaları. Çok acıkmamış herhalde, yoksa mutfağa gidip ekmek aramaya başlardı. Zaten epeydir fazla birşey yediği yok. Vejeteryan takılıyor aylardır. Et,tavuk, balık, yumurta ağzına koymak bir yana, yakınında bile görmek istemiyor.Sebze de yok. Kala kala tahıl ile baklagiller kalıyor. Onları da zaman zaman yedirebiliyoruz, her zaman değil. Sürekli Eren'e bugün ne yedireceğiz düşüncesi ortalarda dolaşıyor. Meyveyi seviyor neyse ki. Yemediği tüm besinlerin açığını yediği birkaç meyve kapatır mı bilmiyoruz. Zaman zaman gözlerinin altı kızarıyor.Alerjik mi, yoksa bu kadar az çeşit içinden yediği birşey mi buna neden oluyor anlayamadık.Yarın doktordan randevu alıp götüreceğiz.Yine gözlerinin altı iki gündür fena. Hali de yok gibi.

Aşırı sıcaklar gidince buranın iklimi de normal seyrine döndü. Yaz başında havalar bir türlü ısınmadı diye şikayet ediyordum. Artık içerlerden sıkılmıştık ve balkonda açık havada vakit geçirmek istiyorduk.Eren için de daha rahat olur diye düşünüyordum.Oysa balkondaki tehlikeleri hesaba katmamışım. Balkonda sürekli koşturuyor, yerler ıslaksa kazara aman Allahım. Balkon demirleri ayrı bir stres.İlk zamanlar birinci demire basıp uzanıyordu, artık bir üst demirlere de tırmanmaya başladı. Sonra bahçede oynayan çocukları gördükçe sürekli sokağa çıkmak istiyor,gözü başka birşey görmüyor. Artık içeri dönmek istiyorum, balkon kapılarını kapatmak istiyorum.

İstiyorum da evde günü nasıl geçireceğiz bakalım...

20 Ağustos 2010 Cuma

ÇOCUKLARA SIRA DIŞI HİKAYELER

FİGEN ATALAY' IN yazısı:

Türkiye'de kitap okuma oranı yalnızca yüzde 4,5. Bu oranı artırmak anne-babaların elinde. Çünkü kitap okuma sevgisi küçük yaşta kazanılıyor. Çocuğunuzun seve isteye kitap okuması için bebeklikten itibaren uğraşmanız gerekiyor. Kitap almaya birlikte gidin. Kitap seçerken çocuğunuzun da isteklerini dikkate alın. Bırakın uzun uzun incelesin kitapları, sabır gösterin. Birlikte okuma zamanları yaratın, evrensel ve sıra dışı hikayeler okuyun.
Davranış Bilimleri Enstitüsü(DBE) Çocuk ve Genç Psikolojik Danışmanlık Merkezi psikologları, okumanın ve çocuklara "okuyan rol modeller" olarak gözükmenin, onlarda heves uyandıracağına dikkat çekiyorlar. Ancak, okuma işinin çocuğa ayırdığınız zamanı kısıtlaması ve kitabın arada bir engel oluşturması durumunda tam tersi bir etki yapabileceğini aklınızdan çıkarmamanız gerekiyor. Büyüklerin, evde televizyon ve bilgisayarı, çocuğun yatma saatinden sonraya bırakmaları gerektiğini vurgulayan DBE uzmanları, "Kitapların nasıl kaleme alındığı kadar nasıl resimlendirildiği de çok önemlidir. Çocuklar, kelimelerden önce resimleri okumayı öğrenirler. 'Nitelikli' bir şekilde kaleme alınmış bir kitap özenle resimlenmemişse hak ettiği ilgiyi göremiyebilir." diyorlar. Davranış Bilimleri Enstitüsü uzmanlarına göre, iyi ve kötü ayrımının yer aldığı kitaplar; çocukların kendi doğrularını seçebilmelerine fırsat yarattıkları için yararlı ve çocuklar, başka kültürlerde ortaya çıkan kitapları da okurlarsa evrensel bir bakış kazanırlar. Sıra dışı, çocuğu kalıpların dışına taşıyacak ve yaratıcılığını kışkırtacak hikayeler seçilirse çocuğun hayata bakış yelpazesi genişler. Kitabın dilinin de akıcı ve anlaşılır olması, Türkçenin iyi kullanılmış olmasına dikkat edilmesi gerekiyor. Kitapların mutlaka bir ders vermek ya da yeni bir bilgi edindirmek gibi bir görevi yok. Kitap, sadece çocuğu eğlendirmek, keyifli zaman geçirmesini sağlamak için de seçilebilir. Çocuk kitabının "nasıl olması gerektiği " hakkında konuşurken "öğretici" yanını abartmamak gerekir.

Kitap Nasıl Seçilmeli?

0-3 yaş çocuğuna:Tanıdık nesnelerin olduğu, parlak renkli, kısa ama ahenkli cümlelerden oluşmuş, az kelimeli ve bu kelimelere ait resimleri olan, bol resimli uzun süre elinde kalacağı için kaliteli malzemeden yapılmış, kolay yıpranmayacak, ellerinin boyutuna uygun;
3-5 yaş çocuğuna:Masallar,bildik hikayeler içeren, tanıdık durumların anlatıldığı, nesneleri sınıflandırabileceği, iyi resmedilmiş,hayal gücünü harekete geçiren,ayrıntılı resimleri olan kitaplar;
5-8 yaş çocuğuna:Güçlü hikayeleri olan, karakterleri güçlü, sadece iyi-doğru değil, kötü-yanlış karakterleri de içeren, içinde yabancı ve bilinmedik kelimeler olmayan, gerçek hikayelerden alıntılar içeren, yeni bilgiler öğreten, detaylı resimleri olan, okumayı yeni öğrenenler için uzun olmayan ve küçük yazılarla yazılmamış, ilgi alanına giren konular içeren kitaplar;
8-12 yaş çocuğuna:Çocuğun karakter ve zevkine uygun, sadece mesaj kaygısı taşımayan, beyin fırtınası yapabileceği, kendisinin seçeceği kitaplar alabiliriz.

Kaynak:Cumhuriyet Gazetesi

7 Ağustos 2010 Cumartesi

YAZ GÜNLERİ






Sıcakların etkisini fazlaca gösterdiği günlerdeyiz. Kapı , pencere ne varsa her taraf açık. Daha doğrusu evin ne tarafında açılacak bir pencere ya da kapı varsa açmak gerektiği günlerdeyiz. Bu durumda Eren' e de oynayacak şeyler çıkıyor. Eli değdiğinde tüm gücüyle açıp kapattığı fırın kapağını, ya da buzdolabı kapısını bırakıp, çıkılacak pencerelere çıkmaya, yoksa camlarını açıp açıp kapatmaya başlıyor. Bu açıp kapatmalardan bize gına geldi ama O ilk günkü heyecanla, büyük bir çoşkuyla bulduğu kapıları, pencereleri açıp kapatmaya bayılıyor. Öyle yavaşça açıp kapatsa razıyız. Tüm gücünü toplayıp bir çarpışı var ki ... Bunlar engellenirse balkonda koşturmaya başlıyor. Geçenlerde koştururken bir düştü, neyseki gözünün altına gelmiş balkonun çıkıntısı da gözüne birşey olmadı. Gözünün altında yumruk yemiş gibi oluşan morluklar daha yeni geçti. Velhasıl her taraf tehlike. Balkona sandalye koyup oturmak da tehlike. Bir anlık unutkanlık sonucu O'nu sandalyenin üstüne tünemiş buluyoruz.
Evin içindeki bu açıp-kapamalardan, çarpıp durmalardan biraz uzaklaşıp enerjisini dışarda harcaması için uygun saatlerde dışarı çıkıyoruz bazen.

Ya göl kenarına gidiyoruz.

Ya zıp zıp zıplamaya.


Ya da komşunun bahçesinden kayısı toplamaya.



Bu sıcak yaz günleri de böyle geçiyor.