14 Temmuz 2010 Çarşamba

YASMİN LEVY VE EREN

Birgün Yasmin Levy'nin CDsini dinliyorduk. Biraz sonra farkettik ki Eren koşturmuyor, bir yerlere tırmanmaya çalışmıyor, dolapların kapağını açıp bize bakarak çarpmıyor; ya da istediği birşeyleri O'na vermemiz için mızır mızır dolaşmıyor. Ne yapıyor bu çocuk diye dikkat edince ancak o zaman anladık ki: Eren Yasmin Levy'i dinliyor. Hiçbir şeyle ilgilenmeden, oturarak, uzanarak, sessizce dinliyor. Tamamiyle kendini vererek sanki o yabancı dili biliyor, ne söylediğini anlıyor gibi dinliyor. Şaşırdık epeyce. O'na müziği hep dinlettik. Önceleri daha çok Mozart dinletiyorduk. Büyüdükçe her türlü kaliteli yerli ve yabancı sanatçıları dinletmeye başladık. Aralarında sevdiği parçalar olduğunu belli ediyor, takip ediyor onlar çalmaya başladığında tempo tutuyor elleriyle orkestra yönetir gibi hareketler yapıyordu. Sonra kendi oyunlarına dönüyordu.Fakat bu başka birşey. CD'yi sonuna kadar ilgiyle dinliyor. Çocuk şarkıları CD'si çalarken de en çok Ali Baba'nın Çiftliği , Küçük Kurbağa, Mini Mini Bir Kuş gibi şarkıları ilgiyle dinlerken, diğerlerini öylesine dinliyor havası veriyor. Çünkü küçüklüğünde bu şarkıları annesi O'na hep söylüyordu.
Bir zaman sonra ortaya şöyle bir durum çıktı: Eren'in isteklerine karşılık veremediğimiz, bunaldığımız, yorulduğumuz anlarda "Yasmin Levy zamanı geldi" deyip düğmeye basıyoruz. İşte o zaman Eren bir anda taşkınlıklarını bırakıp dinleme moduna geçiyor.

Biz de her seferinde şaşırıp duruyoruz.

Hiç yorum yok: