4 Mart 2010 Perşembe

ÇAY KEYFİ

Eren'i mama sandalyesine kaç aydır oturtamıyoruz. Oyunla falan oturttuk bir zaman, ama hemen kalkmak istiyor bu sefer de. Sıkılıyor herhalde. Biz de vazgeçmiştik artık. Kucağımıza alıp yediriyoruz. Yine kucağımda öğle yemeğini yediriyordum bugün. Birkaç kaşık yedi. Bir kaşık daha uzatırken baktım ağzı dolu dudakları büzülmüş ve kapalı öyle duruyor. Aaa gözleri de kapalı. Aman Eren uyumuş. Ağzında yemek öylece uyumuş. Yemekten sonra zaten uyku saatiydi, uyutacaktım ama bunu beklemiyordum doğrusu. İki gündür hafif kırgınlık vardı üstünde. Ondandır diyorum kendi kendime ama, ağzı yemek dolu..Yavaşça seslenerek su vermeye çalıştım, bardağı dudaklarına değdirince ağzındakini çiğnemeye başladı ardından da biraz su verince ağzı boşaldı, ben de rahatladım.

Onu yatağına yatırınca hemen kendime bir çay koydum. Eren uyuyunca çay keyfi yapmanın zamanı. Kitap ya da gazete okuyarak değil, sadece çayı içtiğini hissederek içmek. Çayın keyfine varmak. Birşey okurken içtiğim zaman çay bitmiş ben farkında değilim. Tadını alamıyorum. Bu arada televizyonu da açıyorum. Eren uyanıkken pek açmıyoruz çünkü. Televizyonda izlediğim birşey de yok aslında ama çayımı içerken, kısa bir süre kanallar arasında öylesine dolaşmak hoşuma gidiyor. Sonra Eren uyumaya devam ediyorsa gazetemi okurum, olmadı internete girerim ya da mutfağa.

Eren uyuyunca, uyanana kadar şunu da yaparım, bunu da yaparım diye planlar yaparım kafamda ama o süre hemencecik geçiverir. İşte ağlıyor,uyandı bile. Bugün bir saat kadar uyudu. Neyse ki çay keyfini yapabildim.

Hiç yorum yok: