17 Mart 2009 Salı

ATEŞLE TANIŞTIK

Dört gündür hastalıkla uğraşıyoruz. Önce Eren' in annesi hastalandı. İşyerinde üşütmüş. Soğuk algınlığı diyerek her zamanki evde yaptığımız ve yıllardır ilaca gerek duymadığımız tedavileri yaptık ama, bu kez birdenbire ateşin içinde buldu kendini, ateşi de düşmedi. Doktora gidildi. Doktor farenjit demiş. Meme verdiği için hızlı etki eden antibiyotik alamıyor. Süte geçmeyen pensilin türü bir hap vermiş, o da ancak bugün etkisini gösterdi. Ateş düşürücü olarak da parol içebilirmiş süt verenler.
Annesi hasta olduğundan beri maske taktı Eren' i emzirirken, aynı odada da yatmadı ama yine de Eren bugün ateşlendi. Annesinin maske takması ve ayrı odada yatması işe yaramamıştı, çünkü gün boyunca aynı odada oturmuştuk. Ancak ateşlenince aklımıza geldi. Sirkeli sular koyduk alnına, ayaklarının altına. Şurup varmış evde ateş düşürücü onu verdik. Doktoruna telefon edildi, fitil önermiş. Bir de fitil kondu popodan. Ateş düşüyor, fitilin yeniden konabileceği saat gelmeden yeniden yükseliyor. Çünkü fitil 8 saat arayla konuyormuş.
Annesi araştırdı yumurta akı bezin üstüne sürülüp ayak tabanına sarılınca ateşi düşürüyormuş. Onu da yaptık, sirkeli suya da devam ettik başına, koltuk altlarına ve ayağının altına. Doktora götürüldü yine de, solunum yolu enfeksiyonu demiş. Antibiyotiğe gerek görmemiş. Doktor sirkeli suyu önermemiş, ıslak bezi gezdirin alnında, koltuk altlarında demiş.
Ateşi çıkaran neden bunlarla geçecek değil ama biraz rahatlatıyor genede. Bu arada katı hiçbir şey yemediği için, annesinin sütü de yetmediğinden, derin dondurucuya gelecek günler için koyduğumuz sütler çok işe yaradı.
Şu ateş bir düşse.

Hiç yorum yok: